Hakkari’de Tahir Dinç, oğlu Adil ve Torunu Emirhan Dinç ile beraber 3 kuşaktır işlettiği lokantada hizmet sunuyor.
Cumhuriyet Caddesi üzerindeki İşbank’ın yanındaki adresinde uzun yıllardır lokanta işleten 73 yaşındaki Tahir Dinç 55 yıllık lokantıcılık serüvenini anlattı.
Dinç, yarım asra yakındır kentte bu işi yaptıklarını belirterek, oğlunun da yanında çalıştığını ve artık lokantayı üçüncü kuşağa devretmeye hazırlandığını ifade etti.
1965 yılında Pınarca köyünden merkeze gelerek bulaşıkçılık yapan Dinç, askerliğini yaptıktan sonra İstanbul’da işçi olarak çalıştığı lokantacılık mesleğini Hakkari’ye taşıma kararı aldı.
Lokanta sektörüne bulaşıkçılık yaparak adım attığını anlatan Dinç, zor şartlar altında çalıştığına dikkat çekti ve ilk yıllarda Hakkari’de şebeke suyu olmadığı için kovalarla su taşıdıklarını söyledi.
Derya Lokantası’nın isim babasının Hakkarili tarihçi Yazar İhsan Çölemerikli olduğunu ifade eden Dinç, “1979’da askere gittim. Terhis olduktan sonra İstanbul’a gittim bir süre lokantada çalıştım. Memlekete geri geldikten sonra kendi dükkanımı açmak istedim. Tabi dükkanım için isim arayışına girdim. Bunun için Hakkari’nin canlı tarihi İhsan Çölemerikli’ye danıştım. Çölemerikli açmak istediğim lokantaya Derya ismini vermemi istedi. Derya isimin koy dedi. Bunun üzerine Derya bıraktık ve Bismillah Ya Allah dedik o günden bugüne çalışıyoruz. 54 yılımız doldu” diye konuştu.
Bugüne kadar yüzlerce kişiyi istihdam ettiklerini belirten Dinç, “Yıllar oldu çok kişi gelip geçti. Çalıştılar. Memur oldular aşçı oldular. Dükkan açtılar. Fakat şimdi de maalesef çalışacak kimseyi bulamıyoruz” siteminde bulundu.
Sulu yemek kültürünün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirten yılların deneyimli lokantacısı Tahir Dinç, “Böyle giderse artık sulu yemek ortadan kalkacak. Yemeğimiz paket işi oldu. Bana göre gençlerimiz obezite olacak. Çünkü ayakta yemek yiyiyoruz. Oturup rahat gıda alamıyoruz. Sulu yemek yiyemiyoruz ve bu durum böyle giderse Türkiye’de aşçılık biraz sıkıntıya düşer” uyarısında bulundu.
Lokantacılığın bir sanat olduğunu vurgulayan Dinç, “Lokantacılık pratiklik gerektiren, önemli bir meslektir. Bulaşıktan başlamak lazım mutfakta çalışmak lazım. Bu sektör bizim için bir nevi sanat oldu aile mesleği oldu. Babam bu işi yapmıyordu. Uzun yıllar bulaşıkçılık yaptım. Mutfakta çalıştım. Çalıştık didindik bu seviyeye geldik. Şimdi torun ve çocuğum çalışıyor. Onlar da eğer güler yüzlü olurlarsa müşterilerine dikkat ederlerse, sabahleyin Bismillah ya Allah derlerse mutlaka başarırlar. Müşterilere karşı hoş görülü olmazlarsa maalesef kaybederler” diye konuştu.
Hakkari’nin tarihi lokantası Derya’yı babasından devir alan 53 yaşındaki Adil Dinç ise aile mesleği olan lokantacılığı severek yaptıklarını söyledi.
Oğlu Emirhan ile birlikte lokanta işleten Dinç, “Lokantamızda yabancı yok. Yabancı diyebileceğimiz bir iki çalışanımız var. Onlar da aileden biri oldu. Bu mesleği babamdan ve rahmetli Dayım Mehmet Ustadan devir aldım.Babam çok iyi bir işveren Mehmet Dayım ise çok iyi bir ustaydı. Maalesef ustamızı kaybettik. Şuan babam, ben, oğlum ve ekip arkadaşlarımızla beraber bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Derya Lokantası’nın uzun yıllara dayanan bir geçmişi olduğunu ifade eden Dinç, “Günde iki çeşit çorba var. Günde en az 6 çeşit sulu yemeğimiz var. Haşlama ve kuru fasulye olmazsa olmazımızdır. Yani batıdan bile bazı müşterilerimiz geldiklerinde bizde haşlama yerler. Tas kebabımız ve ızgara çeşitlerimizle için bizi ararlar. Mevsime göre yemek çıkartırız. Yani lokantacılığın bütün yelpazeleri var. Yeni tek çeşit üzerine çalışan bir işletme değiliz. Halkımıza en iyi hizmet için elimizden geleni yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sekiz yılı aşkın bir süredir Derya lokantasının çeşitli kademelerinde çalışan 32 yaşındaki Emirhan Dinç de üniversite eğitimini tamamladıktan sonra dede mesleği lokantacılık mesleğini yaptığını söyledi.
Babası ile birlikte dedesi tarafından açılan lokantada çalıştığını anlatan torun Dinç, “Dedem işi babama devir etti. Ben de babama yardım ediyorum. Bu ii büyütüp geliştirmek istiyoruz. Gençlere de hizmet sektörüne girmeleri tavsiye ediyorum. İşimiz oldukça yorucu. Sürekli ayaktayız çalışıyoruz. Ama kendi işimiz olduğu için mutluyuz” dedi.