Hakkari Hak ve Dayanışma (HAKDA) platformu Başkanlığı tarafından düzenlenen, Hakkari Ulu Camii önünden başlayan Siyonizm’e lanet yürüşü eski belediye binası önünde basın açıklaması yapılmasıyla son buldu.
”SOYKIRIMA LANET, DİRENİŞE BİN SELAM” etkinliğine HAKDA Platformu başkanı Nihat Gür ve HAKDA Platform üyeleri, Ak Parti İl başkanı Zeydin Kaya, Hakkari İl Müftüsü Hüseyin Okuş ve çok sayıda vatandaş katılım sağladı.
Basın açıklaması öncesinde Hakkari İl Müftüsü Hüseyin Okuş, Gazze’de soykırıma uğrayan Filistin halkına dua ederek başladı. İl Müftüsü Hüseyin Okuş’un Filistin halkına dua etmesi sonrasında HAKDA Platform başkanı Nihat Gür basın açıklaması yaptı. Başkan Gür basın açıklamasında İsrail mallarına boykot çağrısında bulundu. Filistin davasına destek veren herkesin İsrail ürünlerini almaması gerektiğini söyledi ve ekledi; İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler ifadelerine yer verdi. Başkan Gür basın açıklamasının devamında şu şekilde konuştu:
Değerli basın mensupları,
Kıymetli gönüldaşlar…
Aziz dava arkadaşlarım…
İnsanlık haysiyetinin yükünü yüklenen kardeşlerim…
Siyonist İsrail, Gazze’de tam 365 gündür soykırım yapıyor…
Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun…
Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor.
Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor.
Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur!
Batılı emperyalist güçler İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor.
Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan.
Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere “insanımsı” diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız.
Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör inanç emperyalizmin desteği ile dünyayı bir cehennem çukuruna sürüklüyor.
Dilimiz varmıyor ama, hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir.
Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü…
Uluslararası kurumlar çöktü…
Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız.
Değerli dostlar, kardeşlerim…
Mazlumun ahı arşa ulaştı..
Anaların feryatları vicdanları ateşe verdi.
Artık, ne söz yetiyor, ne kelam.
Her şey gözümüzün önünde oluyor.
Gazze’de olanları, Siyonist İsrail’in propaganda aygıtına kanarak “bizden uzakta” diyen aymazlar uyanır mı bilemeyiz ama, biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım.
Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan Terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti.
Tekrar ediyorum!
Batılı Başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekimden bu yana…
17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti.
Bunlar resmi rakam…
97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var.
Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız… Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler.
Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan siyonist rejim, Lübnan’a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev’ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi.
Orada da durmayacaklar, biliyoruz.
Ateş yaklaşıyor…
Gazze’de rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu.
Ne demişti o küçük kız… Sizlere hakkımı helal etmiyorum.
Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk… ben çocukluğumu yaşayamadım ki demişti!
Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler.
Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler.
Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri.
Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında…
Değerli kardeşlerim…
Filistin’de, Gazze’de bunlar olurken…
Hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıyayız.
İbrahim anlaşmasının peşinde İsrail’e ve ABD’ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkeleri, maalesef onurumuzu zedeliyorlar.
Ama gerçek ortada…
Batı’yı arkasına alan İsrail, bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı. Geçen yıl Gazze’de başlayan vahşet ve soykırım bugün Lübnan ve Yemen’e de sıçramış durumda. Zaman yeni bir Selahaddin-i Eyyubi’yi ve yeni İsa el Hakkari’leri çağırmaktadır. Bugün Hakkari Meydanı’nda, Filistin halkının haklı mücadelesine ve direnişine destek olmak, Gazze’den sonra Lübnan’a sıçrayan, Yemen’i de hedef alan bu alçakça işgale, katliam ve soykırıma dur demek için buradayız.
Türkiye, uzun zamandır bu uyarıyı yapıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı’mızın geçen haftaki uyarısı bu noktada çok önemli.
Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim…
Emperyalist stratejilerle Siyonist İsrail’in arz-ı mevud hedefi birbiriyle örtüşüyor.
Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerini, katil rejime yapılan silah yardımlarını başka nasıl açıklayabiliriz?
Kirli bir oyunla karşı karşıyayız.
Onun için tekrar altını çizmekte fayda var: Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar!
Lübnan saldırısı, savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor.
Batılı başkentlerde ise aynı kalıpta açıklamalar devam ediyor.
Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz.
Onun için, kimse olayları bizden uzak zannetmesin.
Aymazlık ve gaflet sonumuz olur. Vakit teyakkuz vakti. Vakit Gazze hattına destek olma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti.
Aziz kardeşlerim…
Bizler, Filistin dostları ve Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi’nin ordu komutanı İsa el Hakkari’nin torunları olarak diyoruz ki;
İnsanlık şerefinin, iman gücünün bu katil sürüsüne karşı mutlak galip geleceğine inanıyoruz.
Ama önce direniş hatlarını güçlü bir şekilde tahkim etmek zorundayız.
Soykırım destekçisi markalara boykotu derinleştirerek ve yaygınlaştırarak siyonizme kan pompalayan damarları kesmeliyiz.
Buradan milletimizin 7’den 70’e her bir ferdine çağrıyı yineliyoruz:
İsrail malı almazsan ölmezsin, alırsan çocukları öldürürler.
Buradan açıkça deklare ediyoruz…
İsrail, yüz yıldır Filistin topraklarında katliam yapan iblisi bir terör örgütüdür.
Yerleşimci adlı terör ve gasp şebekesi eliyle tedrici olarak sürdürdüğü işgal yeni bir aşamaya geldi.
7 Ekim 2023’ten bu yana yaşananlar şeytani siyonist işgalin yeni bir evresini göstermektedir.
Emperyalizmiz sınırsız desteği, siyonist şirketlerin sponsorluğu ile Gazze’de Müslüman kıyımı yapan ırkçı rejimin hedefinde bütün bölgemiz var.
Onun için Terör rejiminin propaganda aygıtlarının yaydığı bilgilere rağmen çekinmeden diyoruz ki…
Gazze’deki direniş; insanlığın, İslamın, ve bizim onurumuzdur.
Gazze’de evleri, toprakları, özgürlükleri, inançları için direnenlere selam olsun!
İnsanlığın sancağı yere düşmesin,
Haysiyeti çiğnenmesin,
Umutlar sönmesin diye zulme karşı göğsünü siper edenlere,
Korkunç soykırıma rağmen siyonizme ve onlarca emperyalist devlete kahramanca direnenlere selam olsun!
Birinci yılına giren soykırımı lanetliyor, Gazze’de direnen yiğitleri, Mümin ve Mümineleri ve şehitlerimizi tüm yüreğimiz ve dualarımız ile selamlıyoruz.” ifadelerini kullandı.