Adalet Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Yazı İşleri Müdürlüğü sınavında yazılı aşamada 94 gibi yüksek bir puan alan bir aday, sözlü mülakat sonucunda başarısız sayıldı.
Yaşanan durum, kamuoyunda ve adaylar arasında mülakatların objektifliği ve şeffaflığına ilişkin tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
Yazılı sınavda gösterdiği başarıyla dikkat çeken aday, sınav sürecinin en zorlu aşamalarından biri olan yazılı bölümde üstün bir performans sergilemesine rağmen, sözlü mülakat sonucunda elenmesiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. 94 puan gibi yüksek bir başarıya rağmen elenmenin gerekçesine dair somut ve tatmin edici bir açıklama yapılmadığı ifade edildi.
Adayın yakınları ve süreci yakından takip eden bazı hukuk çevreleri, yazılı sınav başarısının mülakatlarda yeterince dikkate alınmadığını savunarak, sözlü sınavların keyfiyete açık olduğu yönünde eleştirilerde bulundu. Mülakatlarda verilen düşük puanların hangi kriterlere göre belirlendiği ve adayın neden başarısız sayıldığı konusunda net bir değerlendirme paylaşılmaması, tepkilerin büyümesine neden oldu.
Özellikle kamu personeli alımlarında liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerinin esas alınması gerektiğine vurgu yapan eleştirmenler, yazılı sınavda yüksek başarı gösteren adayların mülakatlarla elenmesinin kamu vicdanını zedelediğini dile getirdi. Söz konusu durumun, gençlerin kamuya olan güvenini sarstığı ve emeklerinin karşılığını alamadıkları hissini güçlendirdiği ifade edildi.
Yaşanan gelişme sonrası adayın, hukuki yollara başvurarak mülakat sürecine itiraz etmeyi değerlendirdiği öğrenildi. Konunun yargıya taşınması halinde, mülakat süreçlerinin denetlenebilirliği ve puanlama kriterlerinin hukuki açıdan incelenmesi bekleniyor.
Kamuoyunda ise Adalet Bakanlığı’ndan, mülakat süreçlerinin daha şeffaf, denetlenebilir ve ölçülebilir kriterlerle yürütülmesine yönelik açıklama ve düzenleme yapılması çağrıları giderek artıyor.